‘’Özgürlüğün de Eşitliğin de Adaletin de Kaynağı Ulusal Egemenliktir’’.
Alacaklı borçlunun rızasına gerek olmaksızın alacağını başka bir kişiye kendisine tanınan kanuni hak gereğince devredebilir. Bu devretme işlemine ise alacağın temliki denilmektedir.
Alacağın temliki Borçlar Kanununda düzenleme bulmuş bir hukuki ilişkidir. Alacağın devrinin tanımı da yine bu kanunda açıkça yapılmış ve alacağın devri ile ilgili tüm düzenlemelere kanunda yer verilmiştir.
Alacağın devrinde alacağını devreden kişiye TEMLİK EDEN, alacağı devralan kişiye ise TEMELLÜK EDEN denir. Borçlunun sıfatı ise değişmeyecektir. Alacağın devri için alacaklı ile üçüncü kişi arasında alacağın devri konulu bir sözleşme yapılmak zorundadır. Bu sözleşmede borçlunun rızası aranmaz ancak sözleşme yazılı şekil şartına bağlıdır. Alacağın temliki sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılan sözleşme ile de geçerli olacaktır. Alacağın devri vaadi sözleşmesi ile şekil şartına bağlı değildir.
Alacağın devri bir tasarruf işlemi olması sebebiyle devreden hem fiil hem de tasarruf yetkisine sahip olmak zorundadır.
Aynı alacak ile ilgili BİRDEN FAZLA temlik sözleşmesi yapılmış ise tüm bu sözleşmeler tarih bakımından incelenir. İlk önce yapılan sözleşme ise geçerli sayılır.
Alacağın devri bir KAZANDIRICI işlemdir. Kazandırıcı bir işlem olması sebebiyle de alacağın devrinin bir sebebe bağlı olması gerekmektedir.
Alacağın temlikinde devrin konusu alacak hakkıdır. Alacağın devri ile sadece hak sahibi değişir. Alacağın değişmesi mümkün değildir.Bazı Alacakların Devredilmesi Kanun Hükmü İle Yasaklanmıştır.
Örneğin; manevi tazminat hakkı, nafakala alacağı, vekilden iş görme alacağı alacağın temlikine konu olamayacak alacaklardandır.
İcra dosyasında alacağın temliki ise çok basit bir şekilde yapılmaktadır. Dosya alacaklısı ve üçüncü kişi icra dosyasının bulunduğu icra müdürlüğüne icra dosyasının numarasının da bulunduğu bir dilekçe ile temlik taleplerini iletirler ve bu şekilde icra dosyasında alacağın temliki işlemi gerçekleşmiş olur.
Doktrinde müstakbel alacağın temlikinin hangi hukuki sebebe dayandırılacağı, böyle bir şeyin mümkün olup olmayacağı tartışmalıdır. Bu konuda hali hazırda iki farklı görüş bulunmaktadır.
İlk görüşe göre alacağın temliki ancak ve ancak doğmuş borçlar/alacaklar için geçerlidir. Doğmamış yani müstakbel bir alacak için alacağın temlikinin söz konusu olması mümkün değildir.
İkinci ve çoğunluk görüşe göre ise hem doğmuş hem de doğacak alacakların devredilmesi mümkündür. Ancak doğmamış yani müstakbel alacakların devredilebilmesi için bu alacak miktarının BELİRLENEBİLİR olması gerekmektedir.
Banka temliklerinde alacağın temliki anapara ve faiz, komisyon gibi alacakların tahsilinde kolaylık sağlanması amacıyla uygulanmaktadır. Kanundan ve sözleşmeden doğan istisnalar saklı kalmak kaydıyla her tür alacak temlik konusu yapılabilecektir.